İngilizce Telaffuzda Neden Zorlanıyoruz?
2.bölüm
İngilizce öğrenmek bazen bizim için zahmetli bir uğraşa dönüşebiliyor. Nedenleri ise çok fazla olup, dillerin yapısına göre değişebilmekte. Her dil kendine özgüdür. Bu da demek oluyor ki, İngilizce öğrenirken sürekli yeni bir kurala maruz kalıyoruz ve bunlar Türkçe’den farklı olarak önceden alışık olmadığımız kurallar.
İki dili birbirinden farklı kılan önemli noktalardan biri de İngilizcede bazı harflerin ya da seslerin telaffuz ederken söylenmemesi diyebiliriz. Hepimizin bildiği gibi, Türkçede genellikle bir kelime içindeki her harfi ve sesi çıkarıyoruz. Bu da Türkçenin konuşulmasını oldukça kolaylaştırıyor. İngilizcede ise durum neredeyse tam tersi. Aynı hece içinde pek çok sessiz harfi yan yana görmek mümkün. Bu da, o heceleri telaffuz ederken bazı sesleri hiç çıkarmadığımız anlamına geliyor. Buna benzer durumların belirli bir kural çerçevesinde oluşturulmasına pek de gerek yok aslında. Çoğu dilde olduğu gibi İngilizcede de, insanların bu kelimeleri söyleyiş yöntemleri, halk arasında yayıldığı hali genelgeçer kabul ediliyor. Kurallar biraz da kendiliğinden oluşuyor denilebilir.
Kelimedeki hangi harflerin okunduğunu, hangilerinin ise okunmadığını bilmek, telaffuz konusunda oldukça önemli. İngilizcede neredeyse alfabedeki her harfin okunmadığı bir kelime için örnek vermek mümkün. En yaygın olanlarına bakacak olursak, “k” ve “h” harfleri ile başlayan pek çok kelimenin ilk harfinin okunmadığını görebiliriz. En bilinen örnek olarak know kelimesini gösterebiliriz. Bilmek anlamına gelen bu kelime “nov” şeklinde sanki başında “k” harfi yokmuş gibi söylenir. Knee, knife, knight, knit ve knowledge gibi pek çok kelime “k” harfinin söylenmediği kelimelere örnek verilebilir. Honest, hour gibi günlük hayatta sık kullanılan kelimelerde de aynı durum söz konusudur.
Sessiz okunan harfler yalnızca kelimenin başında bulunmaz. Ortasında ve sonunda da okunmayan sessiz harflerin olduğu örnekler karşımıza sıklıkla çıkmaktadır. Bomb, debt, doubt, listen, match, often, answer, sword, whole, psychology ve daha onlarca kelime buna örnek gösterilebilir. Kelimelerde dikkatinizi çeken bir şey var mı? Evet, bazı harfler koyu olarak yazıldı. Bunun sebebi bu harflerin, kelimeler telaffuz edilirken söylenmemesi. Sanki onlar hiç yazılmamış, o kelime içinde hiç kullanılmamış gibi. Daha önce de dediğimiz gibi, bunun sayısız örneği verilebilir ama en iyi öğrenme yöntemi bu kelimelere olabildiğince sık maruz kalmaktır. Ne kadar çok kelimenin cümle içinde kullanımlarını, anlamlarını ve telaffuzlarını çalışırsanız, o kadar çok kelimeyi konuşma esnasında doğru telaffuz edebilir, anlaşılır ve akıcı bir İngilizce konuşabilirsiniz.
Şüphesiz ki İngilizcenin yazılı ve sözlü formu birbirine benzer olsaydı telaffuz konusunda bu kadar zorlanıyor olmazdık. Fakat bu dilin anadil konuşucusu olmadığımız için asla başaramayacakmışız gibi bir fikre kapılmak da yanlış olur. Telaffuzu, öğrenme ve pratik gerektiren herhangi bir beceri gibi düşünebiliriz. Ne kadar çok pratik yaparsak bu becerimiz de bir o kadar gelişecek ve daha fazla ana dil seviyesine yaklaşan bir aksanımız olacaktır.
Telaffuz öğrenimi sadece bir dildeki seslerin doğru okunuşu olarak da görülmemelidir. İşin doğrusu bundan çok daha fazlası, hatta iletişimi oluşturan en önemli ve ayrılmaz parçalarından biridir. Bu nedenle telaffuzun önemini göz ardı etmeyip, daha iyi olabilmek için temel farkındalıklar inşa etmeliyiz. Sonuç itibariyle, telaffuz, iletişim gücünü destekleyen en önemli elementlerden biridir. Telaffuz konusunda, EnglishCentral’da her seviyeye uygun ve eğlenceli videolar ile pratik yaparak kendinizi geliştirebilirsiniz. Pratik yaptıkça her bir ses üzerindeki ilerlemenizi göreceksiniz.
Son olarak, size özel olarak seçtiğimiz telaffuz kursumuzla telaffuz çalışmalarına başlamaya ne dersiniz?
Leave a Reply