Dil Edinimi ve Öğrenimi Üzerine Yolculuk: Doğuştanlık Varsayımı
Ana dil ya da yabancı bir dil öğrenirken nasıl bir süreçten geçtiğinizi hiç düşündünüz mü? Acaba ikisinde de benzer şekilde mi ilerliyorsunuz? Yoksa farklılıklar var mı?
Bu durumun nasıl gerçekleştiği konusunda çok fazla varsayım bulunmakta. Ama biz sizlerle dil edinimi hakkındaki varsayımlardan bir tanesi olan ve dil ediniminin içgüdüsel bir yetenek olduğunu öne süren Doğuştanlık Varsayımı üzerinde duracağız.
Doğuştanlık Varsayımı, belirli bir düzeyde dil bilgisinin insanlarda doğuştan var olduğunu öne sürer. Ünlü Amerikan dilbilimci Noam Chomsky’e göre insanlar hali hazırda bir dil kabiliyeti ile doğarlar. Yani bir bebeğin, doğduğunda herhangi bir dili öğrenme kapasitesi vardır. Başka bir deyişle, beyin bütün dillerin şablonlarına sahiptir.
İkinci bir dil öğrenirken geçirdiğiniz süreci düşünün; hemen hemen hiç bilmediğiniz bir dilin sistemi hakkında bilgi edinmeye başlar, o dile ait bütün bileşenleri anlamlandırmaya çalışırsınız. Peki buna neden dil sistemi diyoruz? Çünkü bu sistem kendi içinde bir düzene ve sürece sahiptir. Aynı zamanda diller; fonetik, sözdizimi, anlambilim, biçimbilim gibi alt bileşenlere ayrılabilirler ve her bir bileşenin dil sisteminde bir işlevi vardır. Bazı önemli dilbilimcilere göre bu sistem, kendi öğrenme sürecini yaratır ve bu süreç “dil edinimi” olarak adlandırılır.
Dil edinimi, insanların dili tanıma ve anlam becerisi kazanma, bunun yanı sıra iletişim kurmak için kelimeleri kullanma ve cümleler üretme kapasitesi edinme sürecidir. Noam Chomsky, insanların başından beri bir dil edinim mekanizmasına sahip olduğunu öne sürer. Bu mekanizma, dil edinimini sağlayan, doğuştan gelen bir yetenektir. Doğuştanlık Varsayımı’na göre dil ediniminin doğal bir yetenek olması genetik yapıyla ilgilidir. Yani, dile olan aşinalık bebeklikten başlar. Dil edinim sürecinin başlaması için gerekli olan olan tek şey sözel bir uyarıcıdır ve bunun için çevreden uygun bir sözlü dil akışına maruz kalmak gerekir. Kısacası, bebekler ilk olarak bir dinleme sürecinden geçer. Ardından, dil edinimi kendiliğinden meydana gelir.
Dil edinim süreci bir ömür boyu devam etmez. İşte bu anda Kritik Dönem Varsayımı devreye girer. Kritik Dönem Varsayımı’na göre, dillerin daha kolay bir şekilde edinilebildiği, biyolojik olarak belirlenmiş bir dönem vardır. Başka bir deyişle, edinim süreci belirli bir zaman dilimi içerisinde gerçekleşir. Edinim yeteneği, ergenlik çağından önce zirveye ulaşır ve sonraki dönemlerde yavaşça inişe geçer.
Çevreden gelen dile maruz kalmak, dil edinimi için gereken en önemli faktörlerden biri. Çocuklar ana dillerini edinme süreçlerinde dilin formundan çok içeriğine odaklanırlar, ama yabancı dil öğrenirken çoğunlukla o dilin formuna önem verilir. Bu durum, beynin doğal edinim sürecinden farklı olduğu için, ikinci bir dil edinimini yanlış yönlendirebilir.
Özel eğitmeninizle, İngilizce dil edinim sürecinizi dilin formuna odaklanarak ve sözlü dil akışına maruz kalarak gerçekleştirin.
Leave a Reply